GenelGündem

Her 6 Kişiden Biri Yalnızlık Hissi Taşıyor

Uzmanlar sosyal medyadan kaynaklı kişilerde yalnızlık hissinin her geçen gün arttığına dikkat çekiyor.
Uzmanlar yalnızlığın içerisinde bulunan duruma göre değiştiğini belirtiyor. Kalabalık içinde tek başına olmak başka bir şey, kalabalık içinde nahoş, istenmeyen, sizin canınızı yakan, keyifsiz bir duygu vermesi başka bir şey. Tek başına olup da psikolojik olarak iyi hissedebilirsiniz, bunun adı yalnızlık değil. Kötü hissettiğiniz noktada yalnızlık olabilir.
Bireyler bir ilişki yaşarken neden yalnızlık hisseder? Bu durum bireysel-çevresel nedenlerden ve ilişkiden kaynaklanıyor. Hem biyolojik hem de psikolojik yapılanma için yalnızlığa değil, bağlanmaya ihtiyaç duyulur. Bunun içinde şefkat, görülme, ilgilenilme var. Tüm bunlar çocukluk çağından itibaren olur. Eğer ki çocukluk çağında sağlıklı bir bağlanma gerçekleşirse erişkinlikte de bu bağlanma görülür ve yalnızlık hissedilmez.
Yalnızlık bulaşıcı bir duygudur. İlişkide karşı tarafla kurulan duygusallık yeterince konuşulmazsa, yansıtılmazsa, sosyal ve ekonomik sorunlar gibi geçici ya da kalıcı olarak bireyin psikolojisini etkileyen etmenler de ilişkiye yansıyabilir. Yalnızlığın bulaşıcı olduğu da söylenebilir. Çok yakın ilişkinizdeki bireyden sizlere de yalnızlık bulaşabilir. Bir diğer faktör de bireylerin sorun çözme mekanizması. Yakın ilişkilerdeki sorun çözme becerisi de yalnızlığı artıran veya azaltabilen bir etki yaratabilir. Sorun olduğu zaman kaçmak da yalnızlığı artırır.
Yapılan çalışmalara göre günde iki saatten fazla sosyal medya kullanımı da ilişkideki yalnızlığı artırabilir. Özellikle sosyal medyanın bu kadar aktif kullanıldığı bir dönemde yalnızlığın da bu kadar ortaya çıkması insanı şaşırtmıyor. Sosyal medyada kurulan ilişkiler ‘mış’ gibi ilişkiler, gerçek ilişkiden daha farklı etki ediyor. Beyin buna alışırsa, gerçekten çıkma, fanteziye kayma dolayısıyla da yalnızlık ortaya çıkabilir. Bu da gerçek ilişkileri kaybetmeye sebep olabilir.
İLİŞKİLERDEKİ YALNIZLIĞI ÖNLEMEK İÇİN ÖNERİLER
Farkında olun: Yalnızlık evrensel ve yaşanılabilmesi muhtemel bir şey. Ama sonrasında çözmek için araştırmaya girmek gerekir. Bu konuda düşünmek bile iyilik katar, farkındalık sağlar.
Duyguları konuşmayı öğrenin: Ailelerde de anne babalar duygularını göstermiyor, küsüyorsa, sorun çözme mekanizması uzaklaşma üzerinde oluyorsa ergenler de dünyayı böyle yorumlar. Küser, duygularını konuşmamaya başlar. Hem genetik hem davranışı öğrenmeyle ilgili aktarım olur. Bunu değiştirmek elinizde. Duyguları konuşmak zor ama öğrenilen bir şey. Yalnız başınıza yapamıyorsanız destek alabilirsiniz.
Kolektif ortamlara geçilmeli: 2014’te önemli bir hayvan deneyi yapıldı. Fare yalnız bırakıldı. Bir süre sonra beyin hücrelerindeki değişim mikroskobik olarak görüldü. Sosyal ortamına geri gönderildikten sonra radyolojik bulgularda nörondaki değişimin gittiği görüldü. Yani nöron hücresi bile değişebilir, yalnızlığa biyolojik yanıt verir. O fare izole ortamında kalsa ve orada üreseydi bir sonraki nesle de yalnızlığı geçecekti. Beyin kendini değiştirebilir. İzole ortamdan ağların olduğu, kolektif ortama geçmek gerekir.

Sivas Haber

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu