
Sivas İl Genel Meclisi köy ve mera alanlarında yaşanan kaçak yapılaşmaya dair çözüm üretmek için çalışmalarına hız verdi. Bu kapsamda geçtiğimiz gün İl Genel Meclisi üyeleri İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürü Sami Tokmak tarafından bilgilendirilmişti. Gerekli yasal düzenlemelerin anlatıldığı ve meclis üyelerinin bilgilendirildiği toplantı sonrası mikrofonlarımıza açıklamalarda bulunan AK Parti Grup Başkan Vekili Abdulkadir Demirel, özellikle olası depremlere karşı vatandaşların evlerini çeşitli kural ve yasalara uygun olarak yapması için acil çalışma yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Kaçak yapılaşmayla alakalı meselenin meclisin uzun zamandır gündeminde olduğunu belirten Demirel, “Göreve başladığımız yıllarda bunun daha önceki yıllardan sirayet eden bir konu olduğunu da öğrenmiştik. Aslında bu Sivas’ın bir konusu değil. Türkiye’nin hemen hemen kanayan bir yarası. Biliyorsunuz 6 Şubat’ta dünya tarihinde belki de yaşanmış en büyük deprem olarak addedilen tarihin depreminde de ortaya çıktı ki kaçak, imarsız, plansız, mühendislikten uzak bir şekilde yapılmış olan yapılar maalesef insanlarımızın canına mal oldu.
KÖYLERDE YENİ KENTSEL ALANLARIN OLUŞTURULMASI İLE ALAKALI OLARAK ÇALIŞMALARIMIZ BAŞLADI
Bundan tabii hepimiz üzüntü duyuyoruz. Bunu düzeltmenin yolu nedir? Sivas İl Genel Meclisi ve Sivas İl Özel İdaresi bunu düzeltmek için yaklaşık olarak hemen hemen bir 4 yıldır gerçi buraya bir parantez gireyim ben, daha önceki yıllarda da çalışma devam ediyormuş ama bu dört yıllık süre içerisinde biraz daha biz hız verdik. Özellikle köylerde yeni kentsel alanların oluşturulması ile alakalı olarak çalışmalarımız başladı. Bununla ilgili de çok ciddi manada mesafeler kat ettik. Dün de imar müdürümüz de geldi burada gerekli açıklamayı da yaptı. Şu anda 2023 yılı itibarıyla 160 köy, 2023 yılından önceki 2022 ve 2021 yıllarında da yüzlerce köyümüzün köy genişleme alanlarını bitirdik. Köy genişleme alanları bize ne sağlıyor? Köy genişleme alanlarında daha nizami işte yolları, okulları, okul alanı, cami alanı, sosyal donatıları vesaire ayrılmış. Daha mühendislik açısından, teknik açısından daha düzgün bir şekilde binalar yapmamızı sağlıyor. Bu hem vatandaşımızın depreme karşı bir yerde kendisini korumasını sağlıyor. Hem de ne sağlıyor bize? Biliyorsunuz daha yaşanabilir daha güzel Avrupa’yı köyler inşallah olacak” dedi.
MERA KANUNUNUN YA DA HAZİNENİN DAHA ESNEK HALE GELMESİ, VATANDAŞIN O TİP ARAZİLERE YÖNLENDİRİLMESİ, DAHA DOĞRU OLACAKTIR
Kaçak yapılaşma ile ilgili sadece köylerde değil şehir merkezlerinde de aynı problemlerin devam ettiğinin altını çizen Demirel şöyle konuştu:
“ Ama bunun dışında da sıkıntılar var. Ne gibi sıkıntılar var? Bu köylerdeki aslında hem köyler demeyeyim ben. Biraz daha açayım bunu. Şehirler de aynı problemi yaşıyoruz. Maalesef köy genişleme alanlarında köylerin yakınındaki bulunan özellikle mera vasfındaki Tarım Orman Bakanlığı’na bağlı yerler ya da orman vasfındaki Orman Bakanlığına bağlı yerlerin bunun imara kazandırılmasında maalesef hukuki, kanuni problemler var. Tabii burada da biz gerek milletvekillerimizden, gerek bakanlarımızdan, sizin vasıtanız da aslında bir yerde bir yardım çağrısında bulunuyoruz. Bu konunun düzeltilmesiyle alakalı. Bunu aslında yaşadığımız şehirlerde de Sivas’ta da bariz bir şekilde görüyoruz. Depremin olmuş olduğu diğer şehirlerde de görüyoruz. Yani dağdan ovaya doğru imar götürmenizin en büyük sebebi ne? Çünkü ovadaki mülkiyet şahıs mülkiyeti, şahıs da insanlar daha rahat bir şekilde anlaşıyorlar. Dolayısıyla da imar orada yapılaşma daha hızlı gidiyor. Fakat dağlara, dağ eteklerine doğru, yukarılara doğru çıktığınızda bunu Sivas’tan da örnek verirsek merkum diye tabir ettiğimiz yere çıktığınızda hemen karşınıza mera, orman arazisi ve hazine arazileri geliyor. Dolayısıyla burada da inşaat yapılabilmesi için bunların hukuki süreçlerini çözmek çok zor. Aslında şehir daha doğru yapılaşması gerekirken tam tersine ovalarımız ve tarım arazilerimize doğru bir yapılaşma söz konusu oluyor. Buradaki asıl problem şu. Mülkiyeti şahıslar tarafından olan yerlerde çözüm kolay. Ama mülkiyeti devlete aitse az önce bahsettiğimiz mera, orman gibi yerlerde maalesef mülkiyet problemlerini çözmek çok zor. Buradan da bizim çağrımız şu, özellikle köyler bazında düşünürsek, köylerin hali hazırdaki sınırları içerisinde, 300, 400 metrelik büyümede bir artık yasağa ya da artık buna uygun bir kanun mu çıkartılır? İlgililer onun teknik kısmını daha iyi bileceklerdir. Buradaki mera kanununun ya da hazinenin işte kanununun daha esnek hale gelmesi, vatandaşın o tip arazilere yönlendirilmesi, daha doğru olacaktır diye düşünüyoruz.
KAÇAK YAPILAŞMAYI ÖNLEYECEK KANUNİ ALTYAPININ YAPILMASIYLA İLGİLİ ÇALIŞMAYI YAPMAMIZ GEREKİYOR
Ha kaçak yapılarda şimdi şöyle bir problemimiz var. Şimdi insanlarda tabii köyden kente doğru bir geliş var. Bu gitgide de hızlandı. Artık bunun hızlanmasında aslında en büyük sebeplerinden bir tanesi de nedir? Artık ulaşımımız kolay. Trenimiz var. Uçağımız var. Yollarımız çok iyi. Artık insanlar kendi memleketlerine ulaşmanın çok kolay olduğunun da hissiyatına varınca bir de tabii arabanın hayatımıza girmesiyle beraber artık insanlar köylerine çok sık gidip gelir olmaya başladılar. Dolayısıyla burada da yapılaşma arttı. Tabii yapılaşmayı burada vatandaşımız nasıl yapıyor? Babasından dedesinden kalmış arazi üzerine diyor ki ya ben buraya işte hemen yapayım. Ya burası köy diyor. Ama öyle değil. İşte orada da tekrardan köy mücavir alanının genişletilmesi, köy yapı alanının genişletilmesi, ona uygun şekilde binanın yapılması gerekiyor. Vatandaşımız burada ne yapıyor? Bu kanunların hepsini aşamadığı için kendince çözümler üretiyor. Kendince çözümler üretince işte elektriğini yapamıyor. İşte suyunu bağlatamıyor. Telefon hizmetini alamıyor. Kısacası kendi çözümü de kaçak bina olmuş oluyor. Ama bizim burada yapmamız gereken şey aslında şu. Bizim bu kaçak yapılaşmayı önleyecek kanuni altyapının yapılmasıyla ilgili çalışmayı yapmamız gerekiyor. Eğer biz kanuni altyapıyı yapar bunu da sağlamlaştırır, vatandaşımıza “bak kardeşim. Köye de bir yer yapmak istiyorsan köy imar alanını genişlettik. İşte burası. Bu noktada git. Ama bu kurallara göre deprem yönetmeliğine göre işte altyapı yönetmeliğine göre bütün yönetmeliklerimize göre uygun, sağlam dört dörtlük binayı yap” dememiz gerekiyor. Hem vatandaşımızın ekonomik kaybını hem de ileriye yönelik depremde olası can kaybını önlemek hem de uzun vadede daha yaşanabilir daha Avrupa’yı Köylere kavuşmak için bunu yapmamız gerekiyor. Aynı zamanda şehirler içerisinde bu geçerli” dedi.